7.Datça Kış Yüzme Maratonu

Abu-Dabi Triatlonu katılımımdan vazgeçince, bu sıralar diğer bir cazip yarış olan Datça Kış Yüzme Maratonu’na gireyim dedim. İlk kez katılacağım bu yarış için bir ay öncesinden soğuk su antremanları da yapmıştım (başka bir yazının konusu). Beş kilometrelik yüzme mesafesi sorun olmayacaktı, ancak bunu 16-17 derece olan denizde gerçekleştirmek farklı bir olay.

Önce bulutlarda mı yüzsek...

Bulutlar da sakin, uçsuz bucaksız bir denizi çağrıştırıyorlardı.

Yarıştan bir gün önce, saat 13:30 gibi Datça’ya vardık. Dalaman’dan kiraladığım arabayla Yasemin, Kamil Resa ve Vural’la birlikte yolculuk yaptık. Uçaktan inene kadar Datça yoluculuğunda tek başıma olacağımı zannediyordum. Fakat inişte onların henüz ulaşım için birşey ayarlamadığını öğrenince “atlayın o zaman” dedim, iyi de oldu…

Datça’ya vardığımızda kısa bir süre yüzmeyi düşünüyorduk, ancak hava lodostan bir patlamıştı ki sormayın! Zaten Tansu’yu da işte o lodos yaktı… Neyse, gider gitmez yüzemedik, öğle yemeğinde Emre’yle karşılaşıp birbirimizi fişekleyince akşam 5’te biraz yüzmek üzere Emre’yle sözleştik. Belirlediğimiz saatte kumsala indiğimizde dalgalar ve rüzgar biraz azalmıştı. Tepemizde yağmur bulutları dolaşıyor, inceden yağıp yağıp tekrar duruyordu. Soyunup 1-2 fotoğraf çekilip suya hemen atladık. Bu arada kumsalda bir 10 kişi kadar toplandı ve bizi ilgiyle ve içleri ürpererek izlediler.

Test yüzüşü öncesi 1

Test yüzüşü öncesi 1 -Ben ve Emre Seven (İki yanımızdaki eşofmanlı olanlar Caner Aspava ve Osman Akkuş)

Test Yüzüşü Öncesi 2

Test yüzüşü öncesi 2

Deniz harikaydı, dışarıdan göründüğü kadar soğuk değildi bir kere. Ayrıca hiçbir tekne bu havada çıkmaya cesaret edemediğinden tüm Datça koyu bize kalmıştı, özgürce yüzdük. Emre çok güçlü bir yüzücü, ayrıca farkettim ki yüzerken yanındakini kolluyor. Ben de dikkat ederim beraber yüzdüğüm kişilere. Bu kontrollü yüzüş ikimize de güven verdi ve çok rahat ve eğlenceli bir yüzüş gerçekleştirdik. Özellikle karaya dönüşte dalgaların üzerinde zaman zaman vücut sörfü yapıyor gibiydik. Karada bekleyen arkadaşlarımız da olduğundan bu test yüzüşünü 15 dk’dan fazla uzatmadık, fakat ertesi günkü yarış için çok önemli bir tecrübe yüzüşü oldu.

Cuma akşamı yemeğindeyiz: Bir tarafımda İzmir tayfası, diğer tarafımda ise yüzüyoruzCom tayfası

YARIŞ GÜNÜ:

200 m. uzun sürdü benimki, biraz zigzag yapmışım. Deniz sıcaklığı 17 derece civarı olmasına rağmen pek üşütmedi. Fakat aralarda soğuk akıntılar ve sürenin uzunluğu sonlara doğru vücut ısımı normal tutmamı zorlaştırdı. Evet üşüme hissetmedim belki, ama bitişte 15 dk. kadar zangırdadım. Alıştım artık “hipotermiye giriş 101” dersine :)

Bu sefer değişik bir strateji uyguladım: Daha hızlı kulaç frekansı, stile değil güçlü çekişe odaklanma, eklemleri zorlamamak ve güçlü çekebilmek için olabildiğince sığdan çekiş… Bir nevi amele yüzüşü diyebiliriz :) İki sebebi vardı bu şekilde yüzmemin; Birincisi üşüme ihtimalini azaltmak, ikincisi artık stilden çok güçle daha hızlı gidebileceğimi düşünmem (çünkü stilim mükemmel olmasa da iyi bir noktaya geldi sayılır. Bunun ötesine geçebilmem için çok daha esnek olmam gerekiyor). Sonuç: 5.2 km mesafeyi 3.2km/s ortalama hızda yüzebildim, bu benim için bir rekor!

Katılım müthişti, organizasyon da öyle. Yüzme federasyonu, yarışı gözlemlemek ve desteklemek amacıyla 16 kişilik bir hakem kadrosuyla Datça’daydı. Biz Meis-Kaş’ın gelişmesini beklerken Datça Kış Maratonu alıp başını gidecek gibi görünüyor. Hemen hemen aynı yıllarda başlayan iki yarışın da popülerliğinin artmasını çok istiyorum. Tabi katılımım zorlaşmayacaksa! Sağlığım elverdiği sürece bu iki yarışı da her yıl yüzmek isterim. Denizde uzun mesafe yüzmeye meraklı olanlar için Türkiye’de bu yarışların bulunması büyük şans, hepimiz desteklemeliyiz.

Önemli isimler katıldı bu yarışa. Örneğin Kıbrıs’tan Caner Aspava ve Osman Akkuş. 61 doğumlu Aspava’nın, KKTC’de yüzme sporunun başlaması ve gelişmesinde en önemli katkı sağlayanlardan bir olduğu söyleniyor. 71 doğumlu Akkuş ise 26 yaşındayken Manş’ı geçen ender Türk yüzücülerden biri. Yarıştan önceki gün hem öğlen, hem de akşam birlikte yeme fırsatı buldum, oldukça mütevazi ve hoşsohbet insanlar.

Cebelitarık Boğazı’nı geçen ilk Türk ünvanını 2012 yılında kazanan Emre Seven, Manş’ı geçen en yaşlı Türk Kamil Resa Alsaran (hiç de yaşlı değil, diğer geçenler gençmiş demek ki), uzun mesafe yüzüşleri konusunda kendini geliştiren ve düzenli olarak yapmakta olduğu “maraton yüzme kliniklerinin” kurucusu Emrah Özsevim (Genel Klasman 1.si oldu bu yarışta) bu önemli isimlerden sadece bazıları.

Ayrıca komşumuz Yunanistan’dan da 7-8 kişilik bir yüzücü grubu organizasyona renk verdi. İnşallah ileride 20-30 kişi, ya da daha kalabalık gelirler, birlikte sohbeti koyultur, sporun birleştirici gücünü orada da herkese gösteririz.

SONUÇLAR:

Öncelikle şunu belitmeliyim; Yedincisi düzenlenen Datça Kış Yüzme Maratonu bugüne kadar hiç “yarış” olarak düşünülmemiş. Yüzmesever insanların birarada yaptıkları bir aktivite olarak gerçekleştirilmiş. Bu yıl da bitiren her yüzücünün “şampiyon” ilan edileceği duyurularak rekabetin değil, birliğin ve dostluğun önemli olduğu vurgulandı. Buna karşın ilk kez yaş kategorileri belirlendi ve her sporcunun bitirme süresi kayıt altına alındı. Yarış sonrasında ise genel klasmanda en iyi 3 dereceyi gerçekleştirenler kürsüye çıkartılarak onurlandırıldılar.

Kesin sonuçlara göre yaş Kategorimde (35-39) 4/12, Erkekler Genel Klasmanda 17/63, Karma G.K.’da 18/73. Bundan iyisi Şam’da kayısı :)

Tüm sonuçları merak edenler: 7.DATÇA KIŞ YÜZME MARATONU SONUÇLARI

Leave a Reply

  

  

  

You can use these HTML tags

<a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>