Bugün lastik aldım…

Hobi alışverişi

Hobilerimle ilgili yaptığım alışverişlerde, bazen deliliğe varan bir araştırma, karşılaştırma tutkum var. Mesela dijital fotoğraf makinesi alacaksam piyasaya çıkmış ve çıkacak tüm makinelerin özelliklerini öğrenip karşılaştırmaya bayılıyorum. Aynı şey koşu ayakkabıları, bisiklet ve parçaları için de geçerli tabii ki.

Fakat artık bu işte oldukça uzmanlaştım. Örneğin, böyle kapsamlı bir araştırmaya girmeden önce ihtiyacımı belirlemeyi öğrendim. Yine fotoğraf makinelerinden örnek verecek olursam (çünkü son zamanlardaki en yoğun çalışmam o konuda oldu) belli parametreleri kendi öncelik sırama göre yazıyorum. Makinede önceliğim, sürekli çekimde en az 6 kare/sn. çekebilmeli, çok hızlı oto fokus yapabilmeli, lensin en yüksek mercek genişliği 23-27 mm aralığında olmalı… Yani kısacası çocuklarımın hızına yetişebilmeli! Bunun yanında değişen lens istemem, sensör boyutu ve kaç megapiksel olduğu mühim değil, viewfinder olsa iyi olurdu ama onsuz da idare ederim…

Çerçeveyi önceden belirlediğiniz zaman kafa karışıklığı daha az oluyor. Bazen de araştırma sırasında bilmediğiniz bazı yeni özellikler öğreniyor ve o özellik önemli parametrelerden biri haline gelebiliyor. Mesela HDR çekim yapabilme, farklı “bracket” çekim becerileri, ufak bir gövdede şaşırtıcı optik zoom (14-20x), “tracking focus”, vs… Bazılarınızın tahmin ettiği gibi ben hayalimdeki fotoğraf makinesini buldum ve aldım :)

“Ulaşabileceklerine odaklan”

Önemli bir şey daha öğrendim bu rahatsızlığımı ıslah etmeye çalışırken: “Ulaşabileceğin alternatiflere yoğunlaş” Bunu iki anlamda düşünebiliriz. Birincisi maddi anlamda, diğeriyse bulunabilirlik anlamında… Öyle ürünler oluyor ki çok beğeniyorsunuz ama değil Türkiye, Dünya piyasasında bile bulmak neredeyse imkansız. Bu durumu orman koşularım için ayakkabı ararken yaşamıştım. İstediğim ayakkabıyı bulmuş, ama renk ve numara olarak hiçbir yerde bulamıyordum. En sonunda İspanya’da faaliyet gösteren bir e-ticaret firmasının web sitesinde bulup alabilmiştim. Ayakkabı önce ABD’ye oradan da bana gelmişti…

Gelelim bisiklet lastiği konusuna… İki yıl önce aldığım yol bisikletimin üzerinde gelen lastiklerim artık miyadını doldurdu. Aşırı bir aşınma yok, ancak hamuru sertleşti ve ayna gibi parlıyor. Yanaklara doğru kılcal çatlaklar da oldukça arttı. Zaten bu lastiğin janta geçişi o kadar sert ki her lastik patlaması benim için kabus oluyordu. Bir yandan kan ter içinde lastiğin bir yanağını  janttan ayırmak için uğraşırken, diğer yandan gözümün önüne her seferinde otomobil lastikçilerindeki lastik ayırma makinesi geliyordu…

Ve araştırma başlıyor…

Neyse, Antalya “Yarı Mesafe” Triatlon yarışına tam 4 hafta kala, yarışta da kullanabileceğim güzel bir set lastik almaya karar verdim. Böylece netteki yol lastiği karşılaştırmalarına, yorumlarına bakmaya başladım. Aslında aklımda bisikletçi arkadaşlarımdan duyduğum modeller de vardı, ama hastalık işte, tüm alternatifleri görmeden satın almak bana göre değil.

CONTI

Yolla aranızdaki tek bağlantıyı iyi seçmek gerek

Yalnız bu kez, süreci çok daha hızlandırmayı başardım. Önce 2-3 Türk sitesinde satılan modelleri inceledim. Sonra Dünya’da en popüler olan modelleri öğrendim. Sonra tekrar Türkiye’ye dönüp alabileceğim alternatiflere baktım. Bu araştırmada fiyat açıkçası geri planda kaldı, çünkü en pahalı lastiklerin bile çifti iyi bir koşu ayakkabısı fiyatına alınabiliyor. Bu uzunluktaki bir yazının arkasından çok kapsamlı bir karşılaştırma bekliyorsanız sizi biraz hayalkırıklığına uğratabilirim. Ama en azından sıkıcı olmamayı ve sonunda sizi bir miktar bilgilendirmiş olmayı ümit ediyorum.

Marka ve modeller

Toplamda 4 markanın 11 modelini kabaca karşılaştırıp, bunu bir tablo haline getirdim. Aslında bunlardan 2 tanesi benim önceden kullandığım modeller. Fikir vermesi için tabloda bulunmaları faydalı olur diye düşündüm. Fiyatların bazıları uluslararası, bazılarıysa ulusal internet sitelerinden alındı. Aynı ürün için farklı fiyatlarla karşılaşabilirsiniz.

Lastik ömürlerinde yeralan veriler tamamen okuduğum yorumlar ve tecrübelerimden edindiğim yaklaşık değerlerdir. Bisiklet lastiğinin ömrünü birçok parametre etkiliyor. Jant kalitesinden tutun kadro kalitesine, sürücünün ağırlığı, kullanım şekli, kullanıldıkları basınç, kullanıldıkları zeminin özellikleri, kullanılmadığı zaman bulunduğu atmosfer ortamı (güneş, rutubet, sıcaklık…)… Dolayısıyla lastik ömrü verisini değerlendirirken bunları gözönüne almak lazım. Hatta tüm bunlara bir de “şans”ı ekleyin :)

Delinme Korumalı tabiri, şu an yazarken bulduğum, “puncture resistant” terimine karşılık gelebilecek birebir olmayan bir Türkçe tabir. Bazı yol lastikleri delinmelere karşı dayanıklı olmaları için ek özellikler içeriyorlar. Daha yoğun örgülü bir iç kılıf (TPI değeri, buna daha sonra değineceğim), naylon yerine kevlar kullanımı gibi üretim teknikleri lastik dayanıklılığına olumlu etki ederken ağırlığı veya fiyatı da bir oranda arttırıyorlar. Bu yüzden safkan yarış lastikleri daha az dayanıklı olma pahasına hafifliği tercih ederek üretiliyorlar.

TPI (Thread per Inch): Bir lastiğin en önemli iki bölümü; jantın içinde kalmasını sağlayan çeperleri ve bu çeperler arasındaki tüm alanın içinde bir bez örtü gibi bulunan “koruma” (muhafaza)dır. Şişme lastiğin icadından 1960’lı yıllara kadar bu koruma pamuk ipliğinden üretilen bir tür bezden ibaretti. Ancak daha sonra dayanıklılığı çok daha üst düzeyde bulunan naylon iplik kullanılmaya başlandı. Günümüzde üst segmentteki lastiklerde kevlar ipliklerle üretilmiş korumalar kullanılmaktadır.

Kumas Orgusu

Lastiğin koruması aynen kumaş örgüsüne benzer

Gömlek kumaşına yakından baktığımızda enine ve boyuna kesişen iplikler görürüz (Gömleği örnek olarak verdim, çünkü özel üretilen koşu tişörtlerine bakacak olursak kafamız biraz karışabilir). Tekstil kumaşlarında genel olarak uzunlamasına olan ipliklerin yoğunluğu 27-56/cm. kadardır, yani bir santimetre uzunluğunda bir kumaşta 27-56 sıra iplik bulunur. Lastik sektöründe bu iplik sırasının miktarı bir inç uzunlukta sayılır, ölçüsü de sıra/inç yani TPI’dir. Bisiklet lastiklerinde günümüzde 26 TPI’dan 430 TPI’a kadar örgü sıklığı görülmektedir. Örgü sıklığının fazla olmasının da, az olmasının da kullanım alanına göre avantajları vardır. Örneğin cam, diken vs. sivri ve delici maddelere karşı korunaklı olması istenen lastiklerde yüksek TPI’lı koruma kullanılarak örgü aralıklarının bu maddelerin iç lastiğe erişemeyecek kadar sıkı olmaları amaçlanır. Yüksek TPI’ın diğer bir avantajı da lastiğin esneme kapasitesinin azaltılarak formuna geri dönme hızının yüksek olmasıdır. Bu sayede lastiğin dönme direnci daha düşük olur ve böylece bisikleti daha az yavaşlatır. Lastik dönme direnci yüksek olan yol lastiğiyle düşük olan yol lastiği arasında 25 Watt’a kadar fark olabilir. Bu miktardaki bir güç kaybı, ortalama 180-200 Watt güçle pedal çeviren bir bisikletçi için azımsanmayacak bir miktardır.

Bununla birlikte patika inişi yapılan özel mtb bisikletlerinde kullanılan lastiklerde 60TPI, hatta 26TPI’ya kadar seyrek örgülü koruma kullanılabilir. Bunda amaç, lastiğin çok daha esnek yapıda ve hafif olmasıdır.

 

Referanslar:
livestrong.com -What is the TPI on bicycle tires?
scribd.com -Füsun DOBA KADEM’in doktora tezi
tekstilmuhendisi.net -Dokuma kumaş nedir?

Yazının devamı: Birkaç Yol lastiği karşılaştırmasıPEK YAKINDA!

Leave a Reply

  

  

  

You can use these HTML tags

<a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>